semt semt değişiyor uydunet'in iyiliği kötülüğü. ben çok sorunlu dönemler de yaşadım ama genelde ilgililer ve çözüm bulmak için gerçekten uğraşıyorlar. ttnet'te göre kesinlikle tercih ederim.

o kadar parayı yani 55 tl yi ttnet netlimitsiz paketini kullan derim ... uydunete ben de gecerdim abim gecmiş 1 mgbit hızında sınırsız ama baglantı gerçekten hızlı en randımanlı olanı bu bence . ama bizde maalesef kablolu yok falan yani limitsiz kullan deri,m o paraya ha uydunet ttnet ayrımı nda ise uydunet kesinlikle 1mgbit hızında sınırsız işini görür profesyonel kullanıcı değilsen

üsküda da abim var uydunet net kullanan gayet mutlu ttnet yerine uydunet derim eğer varsa superonline fiber yoksa adslde olabilir birde uydunettede adil(siz) kota uygulaması yok

abi tv yoksa evet uydunet almak çok mantıklı. boşuna ev telefonuna para vermektense uydunet alın. ayrıca teledünya'da discovery ve nat geo cha. gibi kanallar varken başlı başına sadece buna abone olunur.

ben almıştım bir iki kere sıkıntı olmamıştı daha sonra.

iki kere aldım, bir sorun olmadı.

normalde sen iptal etmedikçe yenileniyor o paketler. adam biraz laf cambazlığı yapmış. bu iki ay içinde interneti kullandıysan ödemen gerekebilir. ama hiç kullanmadıysan arayıp ödeme itirazı yapın. gerekirse konuşma kayıtlarımı inceleyin deyin

sanırım hattı kapatman gerekiyor. sözleşmen bitince kontratsız ayda 39 liralık fatura geliyor sanki kullanmaya devam ediyormuşcasına.

vadesiz altın hesaplarının hepsi dediğin gibi.

vadesiz altın hesaplarında yonetim gideri kesintisi oluyor mu peki?

vadesiz hesaplarda yönetim kesintisi olmaz o fonlarda olur. vadesiz hesaplarda hesap işletim ücreti olur. vadesiz altın hesabında ise o da olmuyor amaaa altın alıp satabilmek aynı bankada ek olarak bir de tl veya dolar vadesiz hesap açmanız gerekiyor o hesaptan hesap işletim ücreti alıyorlar.

kuveyt turk'te altın hesapları var. biri vadeli biri vadesiz olarak hesap açabilirsiniz. aldığınız altını vadeli altın olarak hesaba yatırırsınız. bunun vadesi min 3 ay oluyor ve 3 ay sonra belli bir miktar altın getirisi oluyor. ve istediğiniz zamanda bu altından istediğiniz miktarı bozdurabiliyorsunuz. almak istediğiniz zamanda ise vadesiz altın hesabına altın satın alıp, diğer vadeli hesabın üzerine otomatik olarak vade sonunda aktarılabiliyor, zira vadeli altın hesabına altın ekleyebilmek için vade sonunu beklemek gerekiyor. vadeli hesapta 10gr altın ile açılmakta. faiz hassasiyeti olan bi banka kuveyt turk. bu yüzden içiniz rahat olsun.

bence de kuveyt türk'ü düşün. 10 gramın üzerindeki altınlara yıllık %2.5 gram gibi bir kar payı veriyorlar. ayrıca altının kendi kazancı da olur uzun vadede.

valla geçen burda bi kaza oldu, polis kendi getirdiği kamerayla da foto çekti.

geçen gazete de bi sigorta şirketinin genel müdürü "aracı kaza mahalinden hareket ettirmeden mutlaka fotoğrafını çekin" diyordu

zorunlu değil, raporda doğru çizin ve anlatın yeter.

foto olayı çok kolaylaştırıyor, imkan varsa çekin cep telefonuyla bile olur.

zorunlu değil ama bir avantaj

1.2 motor her ne kadar şehir içi için güzel, vergi konusunda avantajlı olsa da en az 1.4 düşün derim. şu anda 1.2 corsa kullanıyorum, keşke 1.4'ünü alsaydım dediğim baya oldu.

gider fiat linea alırım. hem az yakar, hem bakım+servis ucuza gelir.

ford fiesta

Corsa 1.3 CDTi Dizel ‐ 95 HP kampanyalı fiyatı: 41.684 TL(2012), 40.453TL(2011)
Senin sınırı çok az geçiyor ama ben olsam bunu düşünürdüm.

2008 honda 1.6 pre ya da elegance dusun. super konforlu bi arac.. hemde piyasası var.

Ford Fiesta +1

niye kimse seat demiyor :)

40000 tl yeter mi bilmiyom ama skoda octavia'dan şaşma derim.

ford focus mk3 rulez!

Toyota Corolla alırım tabii ki. Diğer tüm arkadaşlara da "YUHHH" diyorum.

toyota auris

polo bluemotion 1.2 tdi
fiesta 1.4 tdci
astra classic 3 cdti
full corsa 1.3 cdti

sıraya göre düşünün.

toyota al kafan agrimasin.

focus kasa yenilediğinden eski kasaları 32 bin den başlıyan fiyatlar ile satılıyor bakmanızı öneririm.
birde cruze hb var çok yakışıklı görünüyor. (:
fiyatı da 33 civarı

polo al, yılın arabası seçildi.

honda civic alırdım kesin. ama yetmiyor sanırım sıfırına. o yuzden toyota corolla olsun.

kia ceed'in ızgarası ve iç malzemesi polo'ya göre kalitesiz. üstelik ncap çarpışma testlerinde de polo'nun gerisinde.

ibiza yerine polo da düşünebilirsiniz.

1.2 tsi motorlarla 1.2 atmosferik standart motorları karıştırmayın
performans ve tork konusunda çok daha iyidir tsi motor.

seat da vag grubunun ürettiği arabalardan biri ve aynı motor yeni jettada kullanılıyor.

dsg ise şu anda piyasadaki en iyi otomatik vites sistemi
bence tercihiniz güzel

ama bunlar dışında size nacizane tavsiyem
radarınızdaki bütün araba markalarını gidin dolaşın, oturun içine ondan sonra karar verin, aceleye getirmeyin, hangi arabaya içiniz ısınıyorsa onu tercih edin.

biraz daha üstüne koyar, seat leon alırdım ben. ama tsi motor. çok hoş motor sesi var aracın. hem aile arabası hem spor. arkadaşta var 2010 modeli yaklaşık 2 hafta bindim hayran kaldım. ibiza yı geç leon süper abi.

en son telefonu taktığımda bişey gözükmüyordu. zaten bu saatten sonra da kies'ten ben bişey beklemiyorum.

sağlık ocağından hemen alabilirsiniz öyle bişey.

(bkz: aile hekimi)

başvuru için yazılı beyanınızın yeterli olduğunu anladım.

doğrudur, işe girerken istenir bu belge. sen en iyisi sağlık ocağından bi rapor al, yazılı beyanınıda bu rapora iliştir tam olsun. zaten sağlık ocağında yüzüne bile bakmıyorlar.

Mantıken beyan yeterli gibi, dedikleri o ama bence de ben sağlık ocağından böyle bir belge alıp, yazılı beyana iliştireyim.

Teşekkür ediyorum.

merhaba.
gectigimiz ay aldik esimle kasa, ziraat bankasindan.
icine ne koydugunuzu soylemiyorsunuz, onlari da ilgilendirmiyor zaten.
deger falan hesaplanmiyor. zira sigortasi da yok.

diger bankalari bilemiyorum.

ufak bir miktar sigortası var diye biliyorum ben de. arayıp sormak lazım.

bende zamaninda kiraladigimda sigortasi yoktu is bankasinda.
cok muhtemelen belli bir standart üstünden tazminat ödenir bir sey olursa.

ama zaten bankanin kasasinda herhangi bir sey olmaz,özellikle merkezi lokasyonda bir banakadaysa.

e peki diyelim ki bankayı soydular. benim kasada da 500 milyarlık mücevher vardı. ne olacak?

sigortası yok. zaten banka içine ne koyduğunuzu asla bilmiyor. banka parasını nerede saklıyorsa sizinde kasanız o bölümde. banka haliyle senin mücevherinin olup olmadığını bilemez. kasasında 2tane çeyrek altını olanda 1milyonluk mücevherim gitti diyebilir pek tabi.

benim de geçen yaz kanal tedavisi yaptırdığım bi dişimin yarısı kırılmıştı, diğeri de çatlamıştı. ama sonradan değil, dişçi sağolsun. yarısı giden dişe amalgam dolgu yapmıştı. o tarafla pek yemedim iyice kırılırlar diye. şimdi o iki dişe kaplama yaptırıyorum. umarım sağlam olur böyle. sen de kaplama yaptırabilirsin kırılan dişine, dolguyla kapatmaktan daha sağlam olur diye düşünüyorum/umuyorum.

benim de aynı durum başıma gelmişti.zamanla tüm diş parça parça kırıldı.dişçi dişi çekip implant yapcağını söyledi.dişçiden çok korktuğum için hala yaptırmadım ama bir sene geçti.kanal tedavisi olduğundan hiç acı da yapmıyor heralde.

kaplama olur.

az once aradaydim.indirim falan yok, ama mangoda deli gibi indirim var.. yarin kadikoy bahariye caddesindeki mangoya gidicem,ustelik guzel seyler tukenmemisti,gerci param da yok ama olsun gidicem :)

ocak ve temmuzun ilk haftası olur zara'da indirim.

kış indirimi ocak başında yapılıyor, yaz indirimi de temmuz başı olsa gerek. temmuz sonu da olabilir.

indirim temmuz 1 de, bilemediniz 2 sinde.

2 temmuz cumartesi günü.

kışlıkların indirimi yaz gelirken,
yazlıkların indirimi kış gelirken.

o sezonun başı olan şeyler de sezonun sonuna doğru.

2 temmuz (globally)

100 kb'a dusse keske :D 100 kb dediginiz sey aslinda teoride 1 mbit'e esdeger bir hiz oluyor.

kota (hem gonderi hem de alim dahil yani sadece alinan veri degil) dolunca 96 kbps'ye dusuyor. yani teoride 12 kb, pratikte 9 kb civari bir hiza eriyorsunuz. bir fotograf 90 kb ise bunun yuklenmesi yaklasik 10 sn suruyor =) oran orantiyi yapasiniz diye ornekledim.

uzun zamandir kullaniyorum, amac mailleri kontrol etmek ve eksi sozluk gibi grafikten cok yazi agirlikli sitelere girmek olunca gayet yeterli oluyor. yoksa facebook'a gireyim video izleyeyim, hizli gezeyim derseniz o is olmaz.

dusmuyor hız mız. gayet sahane.

? hakkaten mi?

düşüyor tabi ki.

valla bende de hep dustu simdiye kadar. dusmuyor diyeni de hic duymadim. ttnet mi bu goz boyasin =) adamdan kan bile alir vodafone. niye kirmizi diyorlar :/

super internet muhabbeti var şu an hız hep 3g düşmüyor.

hız düşüyor, hatta bugün bende düştü ordan biliyorum.

yaf avea da 9 lira 1gb internet. 100mb'la ne uğraşıyorsunuz?

ben nerden baksan 8 aydır kullanıom. daha 1 gün düşmediğini görmedim.

ben turkcell de kullanmıstım. bı fark gormedım ama sorun yasayanlar varmıs ıste, her tur baglantıda oldugu gıbı.

(bkz: 4440532)

genelde olmuyor. numara başkasına gidebiliyor.23

1 sene boyunca alabilmeniz için saklı tutuyor olmaları gerek, değiştirmedilerse kuralı.

alamıyon hacı. 5.5 ay askerliğim süresince hiç yüklemediğim için 11 yıllık hattımı kapatmışlardı, hem de 1 günlük farkla. çok aradım çok kişiye sordum ama olmadı.

mesaj attım bakarsın. buraya da yazayım. turkcell'e mesaj attım. verdiğim bilginin geçerliliği üzerine. gelen mesaj şöyle:

"Faturalı ve ön ödemeli hatlarda hattın iptalinin üzerinden 1 yıl geçmemiş veya içinde ise hat geri verilir."

iptalinden itibaren 1 yıl diyor. alabiliyor olmanız gerek.

buradakiler pal versiyon, abd dekiler ntsc mi ne öle bişey. normal yani.

yapmayın yahu, o zaman yok mu bir çaresi? 40 dolar elimizde patladı desenize.

iade koşullarına bakın pal versiyonuyla değişim isteyin belki kabul ederler

bana hediye et:)

çaresi yok. çaresi ntsc wii almak sanırım daha pahalı olr.

pal ve ntsc olması oyunlarda değil dvdlerde sorun çıkartıyor ps3te sanırım bi yerde okumuştum. alakası olamayabilir başka wiide test edin

benim de elime para geçecek haftaya. bilezik almayı düşünüyorum. ama tabi benimkisi uzun vadeli yatırım.

altın al

Altının göçme ihtimali var, şu an zirvesinde dolanıyor, elinde patlayabilir. Dolar euro altın borsa hepsi muallak şu an.

altın bide euroya bak 2 tl ye yaklaşınca euroya çevir sonra gene 2.20 lere çıkar :D

ing turuncu hesap, 3 ayda 3500 liraya 90 tl falan işler...

altından uzak dur.

gümüş al, ama iyi takip etmek gerek. bir günde 100 lira da kar elde edebilirsin, bi o kadar zararda..

çiğköfteci aç

önümüz yaz. çık gez.

100 tlsini bana verebilirsin,ogrenciyim,ihtiyacim var..3400le de altin al,secimler geliyor :)

abi 500 liradan 5 liranın 1 haftada çıkması %1 gibi bir faize tekabül ediyor ki, bence bu namümkün bir olay :(

seçtiğin yatırım aracının bir anda sürpriz bir yükselme yaşaması dışında kibrit parası bile çıkması zor düşük yatırım ile.

banka üzerinde nereye yatırırsan yatır, %10 gelir vergisi kesintisi oluyor. ona göre düşün. İddaa ya yatırıp kazanırsan daha fazla gelir..

gümüş al. gümüş hesabı

i işlemcili macbooklarda ciddi sıkıntılar çıktığını okuyorum c2d işlemcili bir önceki seriden kullanıyorum hiçbir sıkıntım yok. bence mutluyken mutsuz olmanın bir alemi yok

mac ler fazla deger kaybetmiyorlar, seneyede satsan gene iyi paraya okutursun, ama ille satcam diyorsan ozelliklerine bir bakabilirim

yaz bi fiyat bakalım bakalım.

istanbulda kapalıçarşıda asker malzemeleri satan yerler var sırasıra. orada bot deneyebilirsiniz.

kocam der ki; askerde kıyafet, bot dağıtılırken deneme şansın oluyormuş. ayağına uymayan botla askerliği geçirmek zorunda kalmıyorsun. küçükse büyüğü, büyükse küçüğü deneyip uygun olanıyla askerliği bitiriyorsun-muş.

yazın askerlik yapacaksan 1 numara büyük müyük alma. bende yazın yapıp 1no büyük aldım, askerlik boyunca ayak botun içinde terinde sayesinde tabi bi öne bi arkaya kaydı gitti. koşamazsın hiçbir şekilde. benden söylemesi.

askerliği kim nasıl anlatıyo size bilmem ki kafalarına göre yada mesir macunu hesabı yağmalamıyolar botları deniyosun gardaş olmazsa bi numara büyük yada küçük alıyosun hepsi bu abartmayalım korkmayalım piliz

deniyorsun alıyorsun. hatta arkadaslarınla degiştiriyorsun ilk gunler herkesin yeni.. orda bot,kamufilaj,palasla herkeste var pek bir degeri yok. buyuk acemi birligi olucagı için en az 1000 kişi olursunuz kesin değiştiricek birilerinı bulursun.

denizci olursanız bot giymeyeceksiniz. yeşil kunduradan normal kundura ayakkabı giyeceksiniz.

şimdi şöyle oluyor tabanlık artı 2 çift çorap giydiğim kışı meşhur tokatta 2 numara büyük aldım. ne vurdu ne de dar geldi.ayak çok büyük olmadıkça mutlaka değiştirecek birilerini bulursun.

bu kadar sıkıntın varsa git yds'den al derim. www.ydsshop.com

şu kadar diyeyim sana, temmuz, ağustos ve eylül 3 ay altın aldım, 1800 lira civarı verdim (30gr iş bankası) şu anda altının değeri 2200 civarı. çeyrekler de duruyor kenarda.. onlar da artışta..

temmuz 2010 da gramı yaklaşık 58 lira idi. şimdi 72 lira.

Eger bekleme suresinde praam harcarim diyorsan al bi koseye at,alines alinmistir. Hayir ellemem bier sure beklerim diyorsan bier ceyrekte alit,yedi lira kar edebilirsin.

kesinlile çok mantıklı ben yaptım çok memnunum hele yazın düğün sezonu açılacak o zaman daha da artar

altın her zaman karlıdır. eğer garanti istediğin birşey varsa o da altına yatırım yapmak olur. ama eğer piyasayı iyi takip edersen 2-3 hafta gibi sürelerde dövizle parana daha çok değer katabilirsin. tabi iyi araştırmak ve risk almak gerek.

yetenek de işin içinde var tabii ama araba kullanma sıklığına bağlı
alışkanlık olayı sonuçta. temmuza ağustosa kadar aşağı yukarı her gün arabayla çıkar gezer tozarsan gayet ustalaşırsın. ilk 10 bin kilometre çok önemli, sonrası su gibi gidiyo diyolar mesela.
ama uzun yol olayını bilmiyorum o başka bi boyut sanki ya :/ aşırı konsantrasyon gerektiriyor.

ehliyeti almadan trafiğe çıkmamanızı öneririm öncelikle. türkiye'de yaşıyoruz. neyin ne olacağı belli değil. bir kaza durumunda hata karşı tarafta bile olsa ehliyetsiz olan(yani normalde trafiğe çıkmaması ve o kazaya dahil bile olmaması gereken) siz olursunuz.

ben ehliyeti aldıktan sonra önce şehrin tenha yerlerinde babamdan devraldım direksiyonu. sonra her hafta biraz daha şehrin içine girip öyle geri verdim. öyle öyle emekli ettim kendisini. artık özel şoför olarak bile beni kullanıyor. ne kadar süreceği hakkında bir şey diyemem. gerçekten de size bağlı. acele etmezseniz, zamanın geldiğini kendiniz anlarsınız. hareketlerinizin refleksleştiğini görürsünüz. ama yoğun trafik(özellikle rampa yerler), dar sokaklar en son gireceğiniz bölümler olsun.

uzun yol konusunda ise; dikkat, dinç kafa/vücut gibi şeyler önemli. şehir içindeki kadar ustalık gerektirmez genelde ama daha fazla dayanıklılık ister. kısaca, uzun yola çıkmadan kendinizi hazırlarsanız, özellikle hız ve sollama kurallarına dikkat ederseniz sorun olmaz.

ben öğrendikten hemen sonra başladım. çünkü otomatik araba vardı. :)

aslında bir kaç püf noktası var işin onları kaptıktan sonra 10 gün sürsen şahane araba kullanırsın. ilk olarak kulandığın yolları bilmek önemli. sen şeridinde giderken ışık çıkar durursun fakat bir bakarsın sağa dönenler için yeşil yanıyor sende o şeritteysen mecbur ilerlersin.

bir de kavrama noktası var bu tecrübe ile olur boş bir alanda bolca denersen araba hangi noktada istop ediyor hangi aralıkta daha iyi gaz olıyor hepsini rahat rahat denersin.

sonra aynalara bakma sorunu var aynaya bakarken ya kendini kaptırır önüne çıkan yayayı ezersin ya da hiç aynaya bakmadan gidip bu sefer sağından solundan geçeni görmezsin. bu durumda çok kısa aynaya bakıp arkandan seni sıkıştıranlara aldırmadan sabit hızınla ilerlemyi öğrenmelisin.

debriyaj çok önemlidir baktin sıkıştın bas debriyaja sonra rahat rahat git. bunların dışında gene boş alanda freni filan dene. çok zor değil sakin ol ve etrafındaki arabalara aldırmadan sür.

üç kez 15 dakika trafiğe çıktım, 4. seferde gecenin bir yarısı ankaraya gittim istanbuldan. benim ki cesaret ayağına gereksiz bir mallıktı belki ama anlatmak istediğim şu ne kadar rahatsan o kadar çabuk olur. sadece arabaya bişey olur mu diye korkma yeter.

sıklıkla araba kullanırsan temmuz, ağustos aylarında gayet rahat seyahat ediyor duruma gelirsin. araba kullanırken artık bazı şeyler otomatikleşiyor ve bu da ne kadar sıklıkla araba kullandığınızla doğru orantılı. eskiden vites değiştirirken motor sesini takip ediyorken bir süre sonra hiç farketmeden arabanın devrine göre vites değiştirdiğinizi farkedersiniz. falan filan.

sadece arabayı çalıştırmayı bilen,mahalleyi ayağa kaldırarak,zar zor kalkış yapabilen ablamı 2 gün evet yanlış duymadınız 2 gün çalıştırarak saldım trafiğe.
ama bu 2 günü sırf arabaya adadık desem yeridir.sonraki 2 haftada iyice ustalaştı.
önemli olan trafikten ve araçtan korkmamak,sakin olmak ve bi süre en sağ şeritten gitmek.
ha bide benim gibi sakin bir öğretmene ihtiyacınız var,bu şartları tamamlarsanız hayal değil,hatta çok kolay.

Direksiyon dersine değin herhangi bir otomobilin sol ön koltuğuna dahi oturmamıştım. Direksiyon sınavından önce 6 saat bir hoca ile çalıştık. Allah için iyi bir öğretmendi.

Ehliyeti aldıktan sonra ilk denemem İstanbul-Adapazarı arasındaki yaklaşık 150 km idi. Varış noktasına 50 metre kala çok küçük bir kaza yaptım. Yalnız şehir içi dur-kalk yaparken oldukça stres yaşıyorsun.

O günden sonra 3 gün araba kullanmak istemedim, İstanbul'a dönüşte sorun yaşamayınca o günden itibaren İstanbul'da şehir içinde de çok şükür ki sorunsuz araç kullanıyorum.
Yalnız benimki sadece aptal cesaretiydi. Aklı başında adam bayram arefesinde otobana çıkmaz ilk araç kullanımında.

Sükunetini koruyabiliyor ve stres yapmıyorsan, fazla vaktini almaz. Dikkat sorunun da yoksa 2 haftada sorun yaşamadan dolaşabilecek hale gelirsin. Tecrübesizlikten kaynaklı ani sorunlar mutlaka olacaktır. Ki 20 senelik şoförlerin de kaza yapma olasılığı yüksek. Kendin 1 ayda harika araç kullanacak hale gelebilirsin ama başkaların hatasını zamanında farkedip anında tepki verebilmek çok uzun zaman alıyor.

En önemlisi ne kadar tecrüben olursa olsun kaza denen şey anlık mesele. Asla oldum ben deme, hiçbir zaman fazla rahat olma.

Bu tamamen seninle alakalı bir durum, şöyle ki, yeteneğin ve özgüvenin ne kadar birbirleri ile doğru orantılı olursa o kadar rahat edersin.
Ama her şeyden önce muhakkak trafik akışının çok yoğun olmadığı yerlerde Fren hassasiyetini geliştir,aynaları kullanmayı ve sinyal vermeyi öğren ve kesinlikle hız yapma.Ve unutma ki makas atmak,hız yapmak usta sürücülük anlamına gelmiyor.

Uzun yol konusu ise biraz karmaşık, her ne kadar araba kullanmak oturduğun yerden geliştirilebilen bir şey olmasada bir anda koşmamak gerek, 2 ayda şehir için de sorunsuzca dolaşırsın ama uzun yol riskli olur.Bir de kullanacağın arabayı tanıman çok önemli.Aracın tepkilerini bilmen ona alışkın olman bunlada hep sürüşünü etkileyen faktörlerdir.

Bir de ara ara benimde yaptığım ama elimden geldiğince yapmamaya çalıştığım bir hata,trafikte kimseyle dalaşma,bedelini hayatınla ödeyebileceğini veya geri kalan hayatını mahvedebileceğini unutma.
Bir de bana bir şey olmaz deme, anlık bir şey, üstelik sen ne kadar iyi olursan ol önemli olan başklarının da iyi olması.

trafiğin yoğun olmadığı yollarda arabayı tanımaya çalışın, ani fren, park, rampa kalkışı, debriyaj kavrama noktası, vites geçişleri gibi olayları deneyin. hem olayın mantığını kavrarsınız hem de tecrübe olmuş olur. arabayı hırpalayın, olur o kadar, tecrübesiz olmaktan daha iyidir. sürüş esnasında yanınızda anlayışlı(arabanın sahibi olmasın)birisi olsun ya da kimse olmasın. bu tür pratikler sizi trafiğe daha çabuk adapte edecektir. uzmantv de sürüş eğitimi ile ilgili videoları izleyin, küçük püf noktaları öğrenebilirsiniz.
hayırlı yolculuklar :))

3 haftada ankara trafigine çıktım. bol bol rampa da kalkışı ve iki araç arasına park etmeleri deneyin. araç sürmek çok zor değil, asıl bu yazdıklarım zor öğreniliyor, özellikle park etme.

yukarıdaki bütün güzel bilgilere ek olarak, sakin bir yerde hafif bir eğim (yokuş) bulun ve orada çalışma yapın. bu sizin hem kavrama olayını çok hızlı "kavramanıza", hem de trafikte başınıza gelebilecek olan aracı yokuşta kaldırma\kaldırabilme konusunda yardımcı olacaktır. ayrıca yeni sürücülerin ya da kimi zaman araç değiştiren\alışılan dışında araç kullananların ortak sorunu olan arabanın boyunu hesaplayabilmek de özellikle dar yollarda canınızı sıkabilir. bol bol park çalışması bunun çözümü olacaktır.

hiç kasmayın direk E5'e çıkın ehliyeti aldığınız zaman. Belli bir süre asla en sol şeritten ayrılmayın böylelikle özgüveniniz gelecektir. Dur kalklarla birlikte de arabanın dilinden anlamaya başlayacaksınız.

ben 2 hafta gibi bir sürede alışmıştım. 2 ay kadar sonra artık araba kullandığını düşünmüyorsun yolsa yürümek gibi oluyor. önemli olan kendini kasmadan sıkmadan rahat olabilmen. kısaca arabayı kullanırken düşünerek değil içgüdüler-refleksler ile kullanır hale gelmen.

edit: önceden epey bi motosiklet kullandığım için trafik tecrübem vardı ama motosiklet ve otomobil 2 farklı dünya.

olay tek basina cikmakta. yaninda bence biri olmasin. yani biri olmasin derken, hicbir sey bilmeden cik demiyorum. birisiyle biraz calisirsin, ogrenirsin. sonrasi sende tek basina kullanmada yani...
once sokak aralarinda, sonra yavastan caddeler sonra da ilce merkezi vs. diye gider. olay tamamen guven meselesi. gozunuzde buyutmezseniz rahatlikla kullanirsiniz. akliniza "kimler kimler kullaniyor araba" lafini getirin.

giuliettanın tasarımı enfes ama ben oyumu almanlardan yana kullanıyorum.

arttırıyorum ve lancia delta'dan yana kullanıyorum oyumu.

www.lancia.com.tr

giulietta güzel ama bence de bmw varken alfa romeo düşünülmez. bazıları otomobil almışken 0 almak ister ama eğer 2.el düşünüyorsanız kesinlikle bmw. bu arada şöyle de büyük bir fark var ki, alacağınız giulietta büyük ihtimalle 1.4 170hp benzinli motor ama bmw de 163 bg ve DİZEL.

ben olsam giulietta derim. tasarımı çok güzel ve herkeste yok, konsept otomobil gibi bişey. bakan döner bir daha bakar. göz alıcı ayrıca bmw alman ise o da italyan.

giulietta harika bir araba. ama satarken ikinci elde ve servis kalitesinde baş ağrıtacaktır. ben olsam temiz bir 5.20 d alırdım.

guilietta daha çekici ama sen bmw al.

başkasının nasıl kullandığını bilmediğiniz arabayı almayın. hele ki o kadar çok para verecekseniz. burada 10 20 den değil 60 binlerden söz ediyoruz. kimse bana 60 binlira verdirip milletin eskisini kullandıramaz mesela. öyle de karşıyım ikinci ele yani.

bmw nin arkadan itişli olduğunu ve kullananlarında bunun zevkini almak için hor kullandığını göz önünde bulundur. O km'deki bmw'lerde bir çok sorun çıkabiliyor. Bir çok arakdaşım problem yaşadı ve masraflı oluyor çok. Sıfır arabadan yana kullan tercihini bmw 3.20 kadar dikkat çekici bir araba giulietta'da

faideli bilgiler çok güzel söylemiş. 60 bin lira verip de 2.el bir araç almak benim mantığıma da ters. sıfır km bir giulietta seni fazlasıyla memnun edecektir. motor olarak da mantık 1.6dizel gönül 1.4turbo170hp der. senede 10-15bin km geçilmiyorsa 1.4turbo akar... bu yıl içerisinde otomatik vites de geliyor.

Elbette dizel BMW. Guillietta'nın ikinci eli yok ve servisi sıkıntı.

tinyurl.com

şu lastiklere bakman gerekli. dunlop uygun göründü bana, melih gökçek başkanlığında uzun süredir kullandığım bir marka. bir sıkıntı yaratmadılar. lastik önemli, çok ucuza kaçmamak lazım.

dört yıl sonunda lastikler fazla kilometre yapmamış olsa bile değiştirmek gerekir. malzeme özelliğini kaybediyor sonuçta, yanaklarda çatlaklar falan oluşuyor. aracının kullanım kılavuzunda da benzer şeyler yazıyordur. lastik değişiminden sonra ilk 50-100 km aracı zorlamadan kullanmak lazım. lastiğin sert dış yüzeyi aşındıktan sonra ancak eski tutunmayı sağlayacaktır.

michelin energy saver modeli hoşuma gitti. fiyatı da uygun. yorumları falan da fena değil. ne dersiniz?

üstündeki lastik de bridgestone b330 evo. bi şikayetim olmadı bugüne kadar. yine aynısnı alayım mı? ben hala michelin'den yanayım. dunlop falan pek taraftar değilim. klasikçiyim :)

hacım benim bir önceki araçta(ford fiesta) bridgestone b330evo vardı. ıslak ve kuru zeminde performansı süper. hatta kışın dahi kış lastiğine ihtiyaç hissettirmediydi.peşine babamın 2005 clio 22binde, diş derinliği 5mm ama yanaklarda ciddi çatlaklar vardı.
onda çok az kullanılmış bir takım b330evo aldık. o da çok memnun. özellikle tali yollarda falan tutuşu güzel. sıfır fiyatını bilmiyorum yalnız.
muhtemelen 100-110 tl arasıdır tane fiyatı.

lastik omru diye bişi de var usta, bizim araclarda 30.000 de değişir lastikler. mevsimlik değişir 3 yılda değişir.

www.modifiyem.com

aynı ebattan bende kullanıyorum ve bu haziran ortası bende yeni lastik aldım. benim araç 2005 model ve 35.000de. lastikleri değiştirdikten sonra araç çok değişti diyebilirim. eskiden çukurlarda parçalanan araç şimdi banamısın demiyor. ben konya yolundaki benzinliklerin içinde bulunan bi yerden satın aldım. markası yokohama modeli ise a drive. yokohamanın en düşük modeli bu oluyor, ebatları küçük olduğu için. neyse ben tanesine 90 lira verdim. uzun yolda yaptım ve gayet memnunum. continental'ler vardı onlarda 105 liraydı. bence energy saver'lara 130 lira bayılmaya gerek yok. bilgin olsun.

bankaya göre değişiyor. zeka testleri oluyor genelde ama. 3-5-7-? gibi sorular şekil soruları oluyor. müfettişlik yrd lığında ise alan soruları çıkıyor. ama gene bu sınavda bankasına göre değişiyor. garanti, iş bankası alan soruları sorarken finansbank şekil yeteneklerinden sorular soruyor.

Herhalde üniversite mezunu birininde hedefi lise ya da önlisans mezunlarının yerleştirildiği kısımlardan daha üst bir mevki olsa gerek. Bankalar üniversite mezunlarını belki lise mezunlarının girmiş olduğu sınava bile almıyorlardır o zaman. Peki bu sınavlarda yabancı dil şart mı ? Ya bana açıköğretim işletmeden ne yabancı dil öğrettiler ki birde sınavda kendimi ispatlama mücadelesine gireyim :S

akbank ve halkbank müffettişlik yrd. sınavına girdim ben.

akbank zeka soruları, bir adet kompozisyon + mülakat şeklindeydi. ingilizceyi bildiğini belirten bir belge istiyorlardı, toefl sonucu falan.

halkbank sınavı tamamen alan sorularıydı geçemedim bile :)

finansbank da bu zeka sorusu tipi soruyor galiba.

evet bankadan bankaya, görevden göreve değişiyor. sonuçta müffettiş yrd. ile kişisel hesap uzmanı aynı seviyede matematik bilmek zorunda değil.

tebin 50 soruluk sınavına girmiştim
marttan sonraki üçüncü ay ve önceki beş ay ve ardından 6 ay daha sonraki ay hangisidir diye soru vardı.

bu sorduğun sorunun cevabı bankaların kendi internet sitelerinde mevcuttur. hangi bankanın sınavına gireceksen bu ilanda sınavın kapsamı ve konu içeriği belirlidir.

bunun yanında yine ilanlarda yabancı dille ilgili alan olur, kimi banka kendi ingilizce sınavını yapar kimisi ielts, toefl vs. gibi sınavlarda alınmış taban puan şartı koşar.

açıköğretim işletme'de ne öğretiyorlar bilmiyorum ama sınavlar genel olarak zor olur, bu kadarını söyleyebilirim...

@joehigashi

bankalara hala lise ya da önlisans mezunlarının girebileceğini sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. matematik mezunu gişe görevlileri çalışmakta artık bankalarda. üni mezunlarının girebileceği üst düzey yerlerden kastınız müfettişlik yrd. ise zaten bankalar bu mevkiilere yılda 5 bilemedin 10 tane eleman alırlar.

son zamanlada cok sıkı, ciddi ciddi bakıyorlar..

geçmez gidip alın derler.

Ağır kusur.

aman diyeyim ihmal etme, birinden ödünç falan al. kusur bulmak için yer arıyorlar. benim araba en son "sağ ön taraftaki koltuğun altında üzerinde motor şase numarası yazan metal parçanın paslanmış olduğu" gerekçesiyle geçememişti muayeneden; düşün artık.

peki o zaman soruyu düzelteyim. başka hiçbir eksiği olmasa, reflektör iki tane değil de bir tane olsa, bu şekilde geçer ama değil mi?

son soruna yanıt; evet geçer ben geçtim: hafif kusur.

yangın tüpü ve ilkyardım çantası mutlaka olsun. sen reflektörü 2 le ne olur ne olmaz. adamlar her boka çok sıkı bakıyor. ama kusurlu olarak geçebilir.

riske atmaya değmez. muayene merkezlerinin önünde tezgahta gerekli her ekipman satılıyor oradan edinebilirsiniz gereçleri.

yakıt tüketimi iyidir
çıkarmaz - ama bakımlarını aksatmamak, nazik davranmak lazım
fiyatı 19 bin'e çekebilirseniz çok iyi olur

yanıt için teşekkürler ama yakıt tüketimi iyidir derken? :)

100 km de 7 lt. yakar mı mesela?

otomobil.suzuki.com.tr

karma 6.5lt / 100km demis ama siz 7.5 civarı bekleyin...

Temizini ve tek kapılısını bulabilirsen gayet güzel ve yakıtta cimri bir arabadır. Kasası biraz zayıftır ama kullanımı çok zevklidir..

Bir tane buldun diyelim, baktın kaporta hoşuna gitmedi, kaç hemen.. yaptırsan da asla eskisi gibi olamaz çünkü.

Balatası, filtresi, kılı tüyü diğer uzakdoğu otomobilleri ile aynıdır genelde.. (mesela yeni model bir Nissan Micra'nın yağ filtesini Suziye takabilirsin)

İkinci elde pek para etmez..

Ve apaçi gençliğin haşatını çıkardığı bir Swift'e niyetlenirsen, sakın janjanlı çelik jantlarına kanıp satın alma! alabildiğine orijinal olsun ki, toplatacağın zaman sıkıntı yaşamazsın..

(bu yazı 92-96 modeller arasına hitaben yazılmıştır)

ben olsam link'tekini almazdım. sanırım araba daha önceden hasar görmüş olacak ki 2 parçası değişmiş, sanırım tamponlarıdır bunlar. zaten suzuki'nin bu aracın sıfırına neden 30.000tl ister anlamışta değilim. sonuçta alacağın bu araç galerinden. neresinden baksan adam en az 3000 lira kar marjı koyup satıyordur. illa alacam diyorsan gidin araba pazarından beğinip alın, durduk yere bence bu vuruk araca 20.000 lira bayılmayın. ayrıca 20000 liraya alınacak o kadar çok çeşit varken. haa şunuda söyleyim bu suzukilerin 2.el pazarı pek iyi değildir. bugün bunu 20.000e alırsınız yarın satarken 15.000 belki eder. dediğim gibi bu fiyata galerinin kar marjı ekli, bunu hesap ederek alın bence.

1.200 ile başlayıp 2 sene sonra telfi ediyorlardı en son...

en son derken?

2 sene sonunda ne oluyor? bir de primleri ne seviyede?

2 senede bir denir ama arkadaşım 3.senesinden sonra terfi etti. herkes 2.yılı doldurtan sonra terfi eder diye bir kaide yok.

gerçi tam olarak belli olmaz ama primler ne düzeyde oluyor ortalama olarak.

bir de yıllık kar primi vs. gibi şeyleri var mıdır?

honda jazz güzel ama sınıfına göre pahalı kaçıyor biraz galiba. gene de güzel tabii. :)

focus

astra iyi seçim, golfü aratmaz; aratmaz derken golf tabi daha sağlam, mumla aratmaz diyelim; olmadı pejo da denenebilir.

hocam hoşgeldin sen de ara rakamlarda (30-40)sıfır kilometre araba arayan güzel insanlar arasına. aşşağıda yazılı olan söz öbekleri sadece benim görüşlerim karar sizin.

-ilk olarak dediğiniz fiyata yeni kasa astra alamazsınız. benzinli modelleri 40.283 TL'den başlıyor ki beğeneceğinizi sanmıyorum ayrıca standartları çok boş. dizeller fiyatları 45.000 den başlıyor. ( almayın kısacası :) )

-eski golf sürücüsü ibizaya bindiğinde ibiza biraz küçük gelebilir. çünkü ibiza polo kategorisinde bir araç. ancak dediğiniz fiyatlara full + full'ünü alırsınız. seat'tan söz acılmışken leon alabilirsiniz. sonuçta leon da walkvogen fabrikasında üretiliyormuş.

-golf almanızı şiddetle tavsiye ederim 39000 milyar civarı ve yeni golf çok güzel. ara rakam dememin sebebi burda söz konusu oluyor. 1.4 tsı motorları süper ve çok az yakıt tüketimi var. ancak biraz tuzlu 4-5 milyar fark istyolar.

-focus düşünürseniz almadan önce test sürüşü yapmanızı tavsiye ederim çünkü sert gelebilir golf'ten sonra.

-skoda octavia (Ambiente 1.4 TSI 122 HP 39.990)yeni kasa çıkardı peynir ekmek gibi satıyor. almanızı yine şiddetle tavsiye ederim. renkleri de çok güzel, yani seçenek çok ve araba ben burdayım diyor.

-bir de toyota auris var. yeni dizaynları manyak olmuş full'ünü alabilirsiniz. yine travsiye ediyorum.

-arkadaşlarla aramızda yer uçağı diye tanımladığımız subaru ımpreza dizel hb var. bu arabanın da içi, yol tutuşu, 4x4 özelliği beni hayran bırakmıştı kendine. tavsiye ederim.

-mazda3, 6 lara da bakın isterseniz ancakbilgim yok kullanmadım hiç.

-sakın renault, kıa, çin malı arabaları almayın. çok pişman olursunuz.

yaklaşık 2 ay önce peder efendi araba almam için bana 40.000 tl vercekti ancak işleri ters gitti. benim gezdiğim kendime baktığım arabalar bunlar. almanızı tavsiye ettiğim araçlarda sırasıyla şöyle:

1- golf
2- octavia
3- ımpreza hb 4x4

şimdiden hayırlı olsun güle güle kullanın.

golf'ün şanzımanı sony ise astranın ki SQNY dir. öyle diim.

o fiyatlara golften üstün araba bulamazsın gibi..

ama mazda 3 lere yine de bir bakın.
ne bileyim mumla aratmaz elbet.

2010 yeni kasa vw polo benzinli
az yakar cok kacar
iyi dusun bunu

edit: 2010 en iyi arabasi secildigi unutulmamali

kesinlikle ford focus hb. hem de dizel. şehir dışı 3.8 yakıyor, daha ne olsun. ayrıca 39 kağıt, opsiyonlarına bile para kalıyor.

o paraya honda civic hb veya sedan da alınabilir

hemen üstte saat simgesi var. üzerine geldiğinizde geçmiş görüntüleri gösterin diye yazı çıkmakta. eski fotolar için belki işe yarayabilir.

ayrıca o bulutları silme durumu olsaydı herhalde bunu ilk google yapardı. sanmıyorum google'ın bize bulutları göstermede meraklı olduğunu. neticide bunlar fotograf ve ister istemez çekildiği an hava bulutlu olabiliyor.

zaman çizgisi earth plus'ta mevcut anladığım kadarıyla. bende saat imgesi yok çünkü. neyse sağlık olsun.

marka parfümlerin bozulması diğer ucuz parfümlere göre daha zordur. ekleyeyim dedim.

üstünde 3 yıl falan yazmıyor. yıla ait hiç bişey yazmıyor hatta. neyse en iyisi ben buzdolabına atayım.

4 yılda bozuluyor. daha doğrusu kokusu ağırlaşıyor.

yok 36m de yazmıyor. ne şişede ne de kutuların üzerinde. bendeki çok az kullanılmışlar fahrenheit, tommy hilfiger 10 ve abercrombie&fitch fierce.

öncelikle, bu dediğin yasak.
sonrasında, zor öyle her dairede mükemmel çekmesi.

yasak konusu, göte girecek kişi için tehlikeli de.

ne wireless'ı ne de komşularla net i paylaşmanı tavsiye etmem hacı.

1.yasal boyutu var
2.modem yetmeyecek, belli mesafelere acces point koycan
3.komşulardan biri karşısında oturan, görümce, kayınçosu vs..ine şifresini verebilir.
4.şifrenizi öğrenen biri rahatlıkla sömürebilir.anlaması güç olur.
5.modem, net vs..her an bi yamukluk yaptığında sürekli kulağınız çınlar ve küfür yersiniz.

haa, dersin ki tüm komşularım ömer baba gibi nur yüzlü- melek kalpli o zaman yap.

mesela mükemmel çekmesi için, şu elektrik prizine bağlanan sinayi daha uzaklara dağıtan şeyden kullanılsa?

bizim apartmanda alt üst komşular wirelesslarını paylaşıyodu. bigun karşı komşum wireless'ı paylaşalım mı dedi sınırsız sonucta ne olabilir. insanlar arası tahmin edemeyeceğiniz türlü türlü dalaverelerle beş beş kazıklandım arkadasım..
insan insanın kurdudur hacı..konu paylaşım oldu mu insan kafası ne kadar karşımdakini hacılarım ona bakıyor. zor bela kurtuldum..

10 daire değilde 2 en fazla 3 daire ile yapın yapacağınızı. e tabi en önemlisi kafaların uyuşması bir de. karşı komşun sabah akşam rapid'e dayanır sana sayfa açmaya hız yetmez. öyle adamlar olsun ki sadece sörf için girsinler. sağlam bir wireless modemle bu iş halledilir.

biri torrent ya da essegi acar uploadi kokler hicbiriniz web sayfasi bile acamazsiniz. oteki 10 segmentle dosya indirir yine web sitesi actirmaz. siktir et paylasacaksan da en fazla bir kisiyle paylas ki o da degmez.

üstün bir modem alınarak torrent veya download'da abanma sorunları falan çözülebilir de verimli olmaz.

üstün bir modem yetmez.komşularında o üstün modem'in "üstün" kablosuz veri transferi prtotokolünü destekleyen cihazlar kullanması gerekir.(örn; n veya g teknolojisi)

anladığım kadarıyla, henüz böyle bir sistem yok. peki internet cafe'lerdeki durum ne o zaman arkadaşlar? her bilgisayar için ayrı adsl hesabı açtırmamıştır heralde amcamlar. ama canavar gibide bağlantısı var çoğu internet cafenin. bunu nasıl yapıyorlar?

4 ya da 8mbit interneti paylastiriyorlar iste orada durum farkli herkes msne ya da feyse girdigi icin

(bkz: mymemory.co.uk)

yok bakmadım güvenmiyorum oradaki piçlere. senin alışveriş yapıp memnun kaldığın bi satıcı var mı?

abi meçhul bi bekleyişe giremem valla, metrobüse ancak müzik ile tahammül edebiliyorum. teşekkür ederim cevaplar için. bu mymemory için güvenilir yazmışlar herkes memnun gözüküyor, hızı da iyiymiş şimdi oraya bakıyorum ordan alcam galiba.

avrupa değil ama şu site var:

www.earphonesolutions.com

buradan kulaklık getirenleri biliyorum. zamanında bende bi shure alırım diye sık kullananlara eklemiştim ama sonra almaktan vazgeçtim. bütçe meselesi benim ki..

Ölüdeniz Resort Hotel www.oludenizresorthotels.com burda kalmistim ama yillar once..guzel yerdi konum olarak, memnun da kalmistik tesisten, her ne kadar oyle diger abarti her sey dahiller gibi olmasa da. haliyle fiyati konusunda pek fikrim yok su an..

açık denize kıyı olan taraf dalgalı oluyor haliyle ama o ufak koy tarafına dalga giremediği için orada dalga olmaz, sanki göle giriyormuş gibi gelebilir. dediğim o koy tarafında eskiden(2007) kiralık karavanlar vardı, klimalı falan. biz orada kalmıştık arkadaşla. kendisine ait plajı vardı, dışarıdan servislerle turistler geliyordu. sabah saat 10-11e kadar, akşam saat 5 ten sonra bi allah'ın kulu olmazdı denizde. çoluk çoçuk çoktu ama güzel yerdi. evet dışarıda fiyatlar baya pahalı idi.

9. bölüm gibi (Surprisingly, Robin and Ted meet Barney at the kitchen, who has been doing volunteer work for the past few years) ama sanki değil!

3s5e blah blah

herkesin birbiriyle nasıl tanıştığının anlatıldığı bölüm bu.

ebatına bağlı ama 25 kuruş filan galiba tanesi ortalama.

en küçüğün bir boy büyüğü yani 13x18 bizim burada 40 kuruş mu ne. tabi fiyatlar her yerde değişkenlik gösteriyor. ayrıca bu boyda ne çok büyük ne de çok küçük, bence en ideali bu. bi altı 10x15 çok ufak oluyor.

herhangi bir fotoğrafçıya gidin söyleyin. genelde tanesini 50 ya da 60 kuruşa yapar mahalle arası fotoğrafçılar. sirkeci'deki fotoğrafçılar 25 kuruşa yapıyorlar. sirkeci'de direk baskı yerleri bulursanız, belki -garanti değil- 20 kuruşa düşebilir. direk baskı yeri dediğim, her fotoğrafçının baskı makinası olmuyor, onlar da belli yerlere gönderiyorlar, o yerler demek istiyorum.

istanbul sirkeci'ye gidecekseniz, postanenin karşısındaki sokakta koç fotoğrafçılık 25 kuruşa yapacaktır, garanti ediyorum. tabi bahsettiğim standart ölçüler için geçerli. ölçü büyüdükçe, fiyat artar.

adet bi kaç yüztaneyse dilediğiniz yerde 10x15'i 25 krş, 13x18'i 50 krş'a bastırabilirsiniz. eminönü gibi yerlerde çok uygun fiyatlı yer vardır. ama bu işin hileside çoktur.çamur gibi fotograflar almayı göze alın. ayrıca mumkun oldugunca fujı baskı makınesı olan yerlerde bastırın. hile şansı daha azdır.

aslında çalışan mis gibi düzeni spk sağolsun içine sıçtı attı diyebilirim. normalde yılda 3 defa oluyordu. ocak mayıs ve eylül aylarında. bu yıl spk sistemi değiştiriyorum diye işe girişti taa yılbaşı öncesi. normalde ocak ayında olan sınav mart ayına kadar kaydı ve bir de baktık ki sistemi değiştirmekten tek anladığı sınavı daha önce yapan anadolu üniversitesinden alıp meb e vermesiymiş. sınav yine bilindik sınav oldu. ama tabi her sene aynı aylarda olan sınav takvimi kaymış oldu. şu an için sınav tarihi bilinmemekte ama yazın ortasında olacağını ben sanmıyorum. yine olursa eğer eylülde yapabilirler.

24 haziran'dan sonra en yakın askerlik şubesine diploman, bi kaç resim ve nüfus cüzdanı fotokopinle gidiyorsun, hemen hallediyorsun...

mezun olduktan sonra askerliği tecil ettirmen için şubeye gidip dilekçe vermen gerekir. sen şubeye gitmemişsin sanırım. haliyle senin tecilin zaten yok. önünde agustos celbi var, bu celb döneminde gitmediğin için kaçak görüneceksin muhtemelen. aralıkta gitmek için ise arkadaş yukarıda yazmış. sanırım şubeye gittiğinde niye daha önce gelmedin diye soracak teyzeler.

ama daha diplomamı bile almadım, oraya gittiğim de vay sen daha diplomanı bile almamışsın ne kadar sorumsuzsun sana vatan emanet edilmez sen git evinde yap askerlığını derler mi? sonuç olarak diplomamı almam şart mı?

soğan sürmeyi bilmem ama ilk yaktığınızda patlıcan soğan tipi şeyleri kızartırsanız ateşin o baştaki coşkunluğu gider ve etleri attığınızda yavaş yavaş pişer.
ayrıca önce tavuk sonra et sonra köfte atın. tavuğun dışı yansa bile içi yavaş yavaş pişer yerken dışını soyarak yiyebilirsiniz.

1. tavuğun dışını yani derisini atmadan önce ızgaranın demirlerine sürebilirsiniz.
2. nasıl bi düzenekte yapıyorsunuz bilmiyorum ama barbeküde ızgaranın altına yükseltmek için bir şeyler koyabilirsiniz taş vs. gibi. ateş azaldıkça altına koyduğunuz şeyi kaldırırsınız, hem bu şekilde bütün etler aynı ateş seviyesinde pişmiş olur.

1. soğan sürülürse etlerin tele yapışmasını bir nevi engeller. aslında tercih edilen kuyruk yağıdır, o yoksa soğan idare eder.

2. eğer ateş fazla harlanırsa bu yağlardan dolayı ateşin üzerine biraz kül serpip bunu azaltabilirsin.

bu arada uzmantv.com 'da çokça videolu eğitim var mangallarla ilgili bu soruların da cevapları var.

ızgarayı zeytinyağlı peçete ile silin. ızgara iyice ısınmadan etleri koymayın.
alev aldığında ızgarayı kaldırıp közün üzerine tuz serpin. alev sönecektir.

www.uzmantv.com

anlatayım efenim,

olabildiğinde fazla malzemeyl büyük ateş yakarsınız, iyice alevlenir, üzerine ızagara telini koyarsınız iyice kızdıktan sonra varsa kuyruk yağı 8kasaptan isteyin verirler) yoksa soğanla silersiniz.
mangalda alevler iyice gitsin ve kor kalsın ondan sonra etleri pişirmeye başlayın, hatta bunun daha da doğrusu şöyledir, (büyükçe bir mangal düşünün) ızgaranın yarısının altında kor vardır diğer yarısının altı boştur, üzerinde kapak olur (ama tam kapalı değil havalandırma delikleri olur) ve etler de altında ateş olmayan yerde pişer :) böylece zaten alev almaz.
ayrıca alev alıkça tuz ya da bira dökün o da alevi söndürür.

lazer mi taktırılıyormuş öyle bi şey varmış.

istanbuldaysan yazıcıoğlunda altkattaki dükkanlara bi göster istersen. çip mip takıp kırarlar diye düşünüyorum.

NTSC formatında oldugu için sizin makine, Avrupa kodu olan PAL ı oynatmaz.Chip taktırmanız gerekli veya sadece NTSC olan oyunları - genelde internette satılıyo- trde magazalarda biraz zor bulmak.

chip taktirman en kestirme cozum olur ya da sadece amerikadan gelecek oyunlari calistir... bu arada elimde bir kac orijinal wii oyunu var ilgilenen olursa? Turkiyeden ve Avrupadan alinan wii'lerde calisir...

wii'de bölge koruması olduğu için gayet normal...
softmod yapabilirsin, şuradan detaylı bilgi alabilirsin : www.wiidewii.com
yalnız şu an açılmıyor, turk telekom'un link hatları 15 haziranda olduğu gibi dağılmış durumda...

www.play-asia.com 'dan ntsc formatında oyun satın alabilirsin. bazı oyunlar buradakinden de ucuza gelebiliyor. bilginiz olsun.

grup mülakatında önce durum sorusu verirler, bu kısımda söz alıp kendini göstermen yeterli. sonrada sırasıyla herkes kendisini tanıtır. en fazla 5 dakika düşüyor adam başı. burada da sorulan sorular klasik sorular, neden bank neden finansbank vs vs.

tek oturum zaten bu oturum zorunlu oluyor. 35 kağıt

40 tl verirsen kpds ye de girmiş olursun.

kpds die bie seçenek yoktu?

copy paste dediğin gibi 35 er çaktım hadi hayırlısı

fiyat aralığı vermen iyi olur.

geçen kış elektroworld'den sennheiser mx 160 modelini aldım, 22 liraya. gayet güzel çıktı. zaten sözlükte de iyi şeyler bahsedilmiş. madem 50 liraya kadar çıkabiliyorsunuz o civarlarda bu markanın modellerine bakın. çok harcamayım derseniz bu da güzel.

(bkz: sennheiser) şu markaya bakmaya devam edin. 15 tl'ye mx 260 modelini aldım geçen ay. gayet başarılı, temiz bass'lar veriyor. bass'ı önde tutuyor diyebilirim.

1- oynayamazsın. play-asia dan daha ucuza alabilirsin ama
2- çinde satılanlar muhtemelen ntsc olur. pal lar bir tek avrupada satılanlar oluyor.
3- çipte aletin board'una göre gelişiyor. sorun olmaz sanırım.

televizyonun multiformat'tır muhtemelen. sorunsuz gösterir yani.

çip taktırmak sorunlu olabilir, softmod yapmayı dene. oluyorsa çipe para verme zaten. softmod yapınca da pal oyunları patch'leyip oynayabilirsin.

khalkedon elektronik var bakırköyde. en iyisini onlar bilir.

şu anki kurallara göre legal.

gayet temiz.

ilk cümleye göre deniz baykal başlığına taşıtabilirsiniz. ikinci cümleye göre bu başlıkta kalır. muhtemelen mod bu başlıkta bırakır.

içerik başlıkla uyumlu değil. ama bu gerekçeli ispiyon da artık yok. aslında legal de değil ama ispiyonlanamıyor. bildiğim kadarıyla moderatör görürse deniz baykal başlığına taşır. ya da siz taşıtabilirsiniz.

içerik başlığa göre de legal.

firma bilmiyorum ama safranbolu ve amasraya git derim... safranbolu için diyecek söz yok zaten gidince görürsün, amasradan da amasra salatası (sanırım adı buydu) yemeden ayrılma. :)

Anlaşıldı, tamam! :)

valla ben izmirden gençaystarla gittim geçen yıl. süperdi. hele rehberleri yıldızlı süperdi.
tavsiye ederim ama istanbul'da şubeleri yok. isterseiz acentayla bi organizasyon yapıp, batı karadenizde bi yerden yada boludan sizi alabilirler. benim gittiğim turda da 2-3 kişiyi aldık istanbuldan bu şekilde. hem bildiğim kadarıyla istanbul acentalarıyla karşılaştırıldığında izmirdekilerin fiyatları da daha uygun.
hangi acentayla giderseniz gidin sonuçta lakin muhakkak gidin. çok güzel yerler, herkes görmeli.

arkadaşımın annesi gitmişti geçen sene ayder turizm'le. o çok beğenmişti. ama ist'da şubesi varmıdır bilmem. aklınızda bulunsun diye söylüyorum hani.

yazın halkevinin turu oluyor katılım payı falan yok sanırım yol ücreti ödüyorsunuz sadece ve masraflar size ait. aklınızda bulunsun. genelde 6 temmuz ve sonrasında başlıyor.

aylık 400dk kadar arıyorsan her yone 35 tl lik bişi var onu kullanabilirsin.

Cep Limitsiz tarifelerinden birini seçebilirsin... Aylık 55 TL sabit ücret ile her yöne 500 dk tüm Vodafone ve tüm sabit hatları aramak ücretsiz. Ayrıca 6 tl karşılığında sınırsız mesajlaşma imkanına sahip olabilirsin.
Fark Var !!!!

kamu 20 -30 -40 lık paketler ile kamucular arası 2000 -3000 - 4000 dak. diğer yönlere 200 300 400 dak. no mesaj.

her yönü ne kadar aradığına bağlı bir de. mesela ayda 2.5 saat bana yeter diyorsan aylık 15 liraya her yönü arayabilirsin. mesaj ücretli ama. bunun bir üstüde @bryan fury nin dediği.

tam madduwatas'ın bahsettiği tarifeyi önermek için açmıştım. kendim de bir ay kadar önce o tarifeye geçtim.

yalnız, 6 tl sınırsız mesaj olayını bilmiyordum. geçiş yaparken konuştuğum yetkili bana böyle bir şeyden bahsetmedi. nasıldır o?

Mesajlaşma tarifeleri yeni çıktı...ayrıntılı bilgiyi aşağıda ki linkten öğrenebilirsiniz...

www.vodafone.com.tr

etmıyor diye bişi yok müdür, edecek. vırvır ediyorlarsa, ben tuketici heyetine gidiyorum gerisiyle onlar ilgilenır diyorsun, ve dernege gidip sikayet basvurusu yapıyorsun. sonra değiştiriyorlar ozur diliyorlar fln.

bulunduğunuz ilçenin kaymakamlığındaki tüketici hakları masasına gidin. form doldurun, yalnız giderken montun faturası, tadilat fişleri falan varsa yani monta ait ne varsa yanınızda götürün bir de kopyalarını alın. 6liralık posta puluyla başvurunuzu yapın. 30 gün içinde paşa paşa değiştirmek zorunda kalırlar.

Bence aldiginiz yerle bir konusun bazen yardimci olabiliyorlar, insanlik olmedi ya. ikinci secenek ayakkabiya baska bir sorun bulup tuketici haklarinizla sorununuzu cozmeniz ama bence boyle yapmayin :).

benim de durumum aynı. geçen gün türksat'tan aradılar. yeni tarife çıkmış, bilmem neymiş. ben de dedim benim faturam gelmedi, sen onu söyle. fatura kesilmiş gözüküyor dedi. yani o faturalar ulaşmasa da varlar. sonra da hizmet no'mu verdi, bununla ödeyebilirsiniz dedi. aradığı numara hala duruyor ama iş görür mü bilmem. uydunet'in çağrı merkezini arayabilirsiniz. www.uydunet.net

Çağrı merkezleri ayrı bir olay en az 10dk bekletiyorlar adamı..internetten falan öğrenmenin bir yolu yokmudur acaba? Hizmet numarasını ne diye vermiyorlarsa başta ,bir işleri de düzgün olsa keşke...ttnetten beter çıktılar.

çağrı merkezini gece ararsanız hiç de bekletmezler bir de tüyo olarak çağrı merkezinde abone olmak istiyorum şeklinde tuşlara basarsanız arıza takip vsye göre daha hızlı açıyorlar telefonu.

yaw hizmet numaranız faturanızın üzerinde yazan numara. geçmiş faturalarınızı incelerseniz hizmet numaranızı rahatlıkla görebileceksiniz.

ve bugün cep telefonuma mesaj gönderdiler. hizmet numarasını da yazmışlar. son ödeme tarihi şudur diye eklemişler. umarım bulmuşsunuzdur.

@copy paste: geçmiş fatura olmadığı için böyle bir sorun var. ilk fatura bu.

1 tb diye biliyorum. yamuluyor olabilirm de.

piyasada 2tb'lar var. ama serverlar için falan daha büyük kapasiteli bir şeyler var mıdır araştırmak lazım.

bu 4tb: www.wdc.com
bu 8tb: www.wdc.com

hangisi uyarsa sana

www.vatanbilgisayar.com

8 tb satışta şu anda ancak fiyat olarak uygun değil henüz. 4 tb lerde pahalı. 2 tb ler fiyat olarak daha mantıklı. 1,5 - 2 tb lar fiyat olarak oldukça cazip, diğerlerinin düşmesini beklemek gerek. 2 tb den büyük almak pek akıl karı değil. çok lazımsa 2 tane 2 tb almak daha iyi.

@copy paste, senin gösterdiklerin tek parça değil ki. soruyu soranın demek istediği tek löp disk halinde kaç terabayt zannımca. senin 8 tb diye verdiğinde sanırım 4 tane 2tb var, çünkü resimde 4 sıra hard disk gözüküyor.

linklerde verilenler tek parça değil, içinde birden fazla hdd bulunduran paketler.

edit : ben yazana kadar esenboga demiş bile :)

apple time capsule 2 TB wireless hardisk kesinlikle tavsiye ederim yok boyle bir rahatlik :)

store.apple.com

1.4 motor bir araba 1 litre ile şehirlerarası yolda sanırım 15 km civarında gider. bu da 15 litre civarında bişeye tekabül eder, yani yaklaşık 55-60 lira eder.

20 litre al, başın ağrımasın. borcunuz 75 lira..

pompacıya da 2 lira bahşiş bırak mutlaka ,)

1,5 - 2 ton agirlikli (aracin kendisi 1,35 ton kadar) nissan qashqai uzerinden konusuyorum,

standart 1,6 hacimli 110 hp motor olan modeli 100 km'de 6-9 lt arasi benzin tuketiyor. tabi 100 km/h hizi pek gecmemek lazim. ordan hesapla 13-20 lt gibi bir sey diyebilirim. (ayni motor tipi icin) agirliga gore degismek uzere bu degerler arasinda bir seyler olur.

1.6 benimki.
30 milyona 100 km gidiyo.
yani 220 km'yi 70 küsür milyona gider.

eyvallah goodfellas.

peki (yine ortalama bi tane) "dizel" araba için fiyat çok değişir mi?

not: yolun büyük çoğunluğu şehirlerarası yolda geçecek. yani dur kalk olmayacak varsayalım.

1.6 tdci(dizel) ortalama bi araba için konuşursak
100 km'de ortalama 6 litre yakacaktır şehirlerarası.
en kötü ihtimal 220 kmye 15 lt diyelim.
15*3,08=46,2 lira tutar.

100km de ortalama 7 litre benzin yakar diye düşün kafan rahat olsun. dizellerde 5-6 litreye kadar düşebilir.

Belki ben savurganım ama "yapıştıra yapıştıra" gidip 20-30tl fazla vermeyi tercih ediyorum.

ben bu yolu 1.6 dizel turbo bir citroen ile 35 ila 40 tl'ye giderim maksimum.

valla buradaki rakamları görünce ben kendimle çelişmedim değil. ama çokta iyi hatırlıyorum doğrusu:
geçen yıl agustos ayında ankaradan boluya gittim. ankara'dan otobana girmeden depoyu full'ledim, km'yi sıfırladım. boluya girdiğimde en yakın benzin istasyonuna girdim. sıfırladığım km tam 199km de idi. istasyonda yine depoyu pompa atana kadar doldurttum. 24küsür lira tuttu, 25 e zor tamamladık. geçen sene agustos ayında benzin kaç para idi bilmem ama 25tl verdiğimi çok iyi hatırlıyorum. araç: hyundai getz 1.3gls, hızlı kullanmayı sevmem ve boluya giderken de bazı yerlede boşa sallarım. boşa atmasam bile 30tlden yukarı yakacağımı sanmıyorum. ayrıca araçta 4kişi olmakla birlikte 2de büyükçe valiz vardı.

C 200 kompressor 163 Beygir , 100 lirayla yaklasik 220-250 km arasi yapiyorum. Kullanim stilim km nin yarisi agresif yarisi efendi diyebiliriz:)

hayır

hayır çünkü topun gerisinde

kalede kaleci yok sanırım o kafa karıştırmış.

dostum, ofsayt konusunun tartışılmaya açılabilmesi için evvela pası alan oyuncunun hücum yönüne göre topun ilerisinde olması gerekiyor.

cevaplar icin tesekkurler..
şimdi ortada şöyle bir durum var.

TFF' nin 2009-2010 yılı için hazırladığı oyun kuralları kitapçığının(fifa'nın kitapçığının türkçesi) 33. sayfasında ofsayt'ın tanımı şu şekilde yapılmakta:

Bir oyuncu eğer;
• rakip kale çizgisine toptan ve sondan ikinci rakip oyuncudan daha yakın ise ofsayt
pozisyonundadır.

Wikipedia' da ise ofsaytın tanımı şöyledir:

• A player is in an offside position if he is in his opponents' half of the field and is nearer to his opponents' goal line than both the ball and the next to last opponent.

Yani rakip kaleci çizgisine top ve rakipten yakınsa oyuncu ofsayttadır.

Çizmiş olduğum şemada,pası alan oyuncu topa göre kale çizgisine uzak olmasına rağmen, rakip oyuncuya göre kale çizgisine daha yakındır. Yani hem top hem de rakip oyuncu şartının ikisini birden karşılamamaktadır. Bu yüzden ofsayt olmaması gerekmiyor mu?

@stanley weber : bu pozisyonu bana dün sorsalardı "aa çok kolay elbette ofsayt değil, adam topun gerisinde baksana!" derdim. Ama kuralla ilgili resmi metinleri okuyunca böyle bir pozisyon için kafam karıştı. Ayrıca senin dediğin "topun ileri oynanması" olayını yukarıda saydığım kaynakların hiçbirinde göremedim. Benim bildiğim de böyleydi ama şüpheye düştüm.

yani o kuralın açıklaması şu:
diyelim ki kaleci açıldı taaa orta sahaya. bi de kontra atak yediler bunun üstüne. kaleyi kapattı bi defans oyuncusu diğer defans diğer defans oyuncusu da geriye dönmeye çalışıyo. iki tane hücum oyuncusu da bu iki defans oyuncusunun arasındakji bölgede. iki hücum oyuncusundan arkada bulunanı önde bulunana pas atarsa ofsayttır. yani kalede bi tane defans oyuncusunun bulunması durumu kurtarmaz.

ama top burda bulunan alandan geriye doğru atıldığı için bu kurala bakılmaz zaten.

tamam o verdiğin tanım zaten ofsayt oluyor ama burada işler farklı. o tanıma bakarsan ayağında top olan rakip oyuncunun tek şansı kaleye şut çekmek oluyor ya da yemiyosa defans oyuncusunun gerisin geriye dönmesini beklemek olacak ki pası arkadaşına atabilsin. işte bu durumda takım arkadaşının topun gerisinde olması ofsaytı bozan etmen oluyor.

@numbernin : öndeki arkadaşına atarsa ofsayt kabul. çünkü pas atılan oyuncu hem toptan hem de rakipten ilerde oluyor.

benim anlatmak ya da öğrenmek istediğim şu: ofsaytın ileri atılan toplarda geçerli olduğu nerde yazıyor? tüm kural kitaplarında sadece "atmak" şeklinde geçiyor.

ayrıyeten bu bahsettiğim tanımın istisnaları da yazıyor kurallarda.(kendi yarı sahasında olmak, korner vs)

bu yüzden de bu ofsayt kuralının tanımı, sizlerin de bahsettiğiniz durumlardan ötürü hatalı ya da eksik değil midir?

sanırım wiki'deki "top ve rakip" ifadesi kafanı karıştırmış. rakip isterse hücüm yapan takımın ceza sahasında kalmış olsun yine de ofsayt değildir.

gol olur.

ileri atılan toplar için değil ilerdeki adama atılan toplarla ofsayt oluyor, e ilerdeki adama topu ileri atarak ulaştırabiliriz zaten:) yoksa inanılmaz bi falsoyla topu ileri atıp gerideki adama da pas verebilirsin ve ofsayt da olmaz.

@rast
olaya ileri geri olarak değil de kurala göre atılmaması gereken adama pas atmamak olarak bakılmalı. ve kural gereği de bu "atılmaması gereken adam" ilerde olmak zorunda. yani kuralda böyle bişey yazmıyo ama kuralın mantığı bunu gerektiriyo.

kafayı karıştıran ofsaytın topla bağlantısının yanlış kurulması. ofsayt bir bölgeyi ifade ediyor. topun ve son iki defans oyuncusunun saha içindeki konumuna göre bu bölge sürekli değişiyor.
kuralda demiş ya:
"Bir oyuncu eğer;
• rakip kale çizgisine toptan ve sondan ikinci rakip oyuncudan daha yakın ise ofsayt
pozisyonundadır."

rakip kaleye top ve son iki defans oyuncusundan daha yakınsan o an sana pas atılamaz. geriye oynandığında ne oluyor? sen belki son iki defans oyuncusundan daha yakın oluyorsun ama diğer etkenden, toptan daha yakın olmadığından ecnebilere göre "onside" da oluyorsun. kuralda da net yazıyor bence.

ilk kural topu alacak oyuncu pas verildiğin yerde hücüm yönünde ilerde olması gerekli.kısacası geriye atılan paslarda offside olmaz.bu oluşmuyorsa zaten offsideye bakılmıyor.bu oluştuktan sonra oyuncuların yerleri önemli daha sonrada pasif aktif vs vs değişiyor.resme göre offside yok kalede bir tane oyuncuda kalecide olsa offside yok.

peki bu kez ben bi soru sorucam.

aynı fotoğrafı baz alarak, 2 numaralı oyuncu 1 numaralı oyuncuya pas atsın. ama bu esnada kalede de rakip takımın defans oyuncusu olsun. (kaleci de 2 numaranın arkasında bi yerlerde işte)
o zaman ?

@numbernine o zaman da ofsayt oluyor

işte bulunduğum ilde çıktığım süper amatör küme maçlarında bunu bilmeyen bi hakem var :/

tamam arkadaslar..herkes mütabık ofsayt olduğu konusunda.daha önce dediğim gibi ben de ofsayt diyorum buna ama tanım acaba hatalı olabilir mi dedim. neyse hepinize teşekkürler..